Çiğ sütte “yıllık fiyat” önerisi
Yıllardır tartışma konusu olan çiğ sütün fiyatı ve desteklenmesi konusunda Türkiye Süt, Et Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği’nden (SETBİR) yeni bir model önerisi geldi. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile görüşen SETBİR Başkanı Tarık Tezel ve yönetim kurulu üyeleri çiğ süt fiyatının yılda bir kez belirlenmesini ve ülke genelinde uygulanmasını öneren bir rapor sundu.
Hayvancılık, süt ve kırmızı et konusunda öneriler içeren SETBİR’in raporunda süt konusunda şu değerlendirmeye yer verildi: “Sektörün en temel sorunu, istikrarlı ve besleme maliyeti ile ilişki kuran bir fiyatlama ve destekleme modelinin kurulamamış olması. Taban fiyat senede bir kez bütçe dönemi öncesinde belirlenmeli ve takvim yılı boyunca ülkemizin her yerinde uygulanması sağlanmalı. Bu taban fiyat ile birlikte taban kalite (yağ, protein, mikrobiyolojik yük) değerleri de açıklanmalıdır. Fiyat, toplanmış, soğutulmuş süt fiyatı olmalıdır. Mevsimsellik nedeniyle oluşan arz-talep kaymalarını telafi edecek (müdahale alımı gibi müdahale satışını da öngören) bir müdahale sistemi kurulmalı. Süt fiyatı ile besleme maliyeti arasında karşılıklı bir değer (parite) belirlenmeli ve yıl boyunca bu paritedeki sapmaları telafi edecek bir “çiğ süt destekleme” sistemi oluşturulmalı.”
Sıcak süte destek verilmesin
Çiğ sütün toplanmasında, süt hijyeni riskleri ve toplama maliyetlerini yükselten uygulamaların israfa yol açtığı belirtilen raporda: “Süt, sağımından itibaren en geç iki saat içinde + 4 dereceye soğutulmalı. Ancak merkezi toplama yerine, kapı kapı süt toplanması nedeni ile mikrobiyolojik yükün artması, sütün niteliğinin bozulmasına neden olmaktadır. Sütün üretildiği yerleşim merkezlerine süt toplama ve soğutma merkezleri kurulmalı. Üretici, sütünü, bu merkezlere mutlaka kendi getirmelidir. Sıcak süt, destekleme kapsamından çıkarılmalı” denildi. SETBİR Başkanı Tarık Tezel’in Bakan Pakdemirli’ye sunduğu raporda Et ve Süt Kurumu’nun (ESK) ithalat yapmak yerine piyasada regülasyon görevi yapması gerektiği ifade edildi. Türkiye’nin kırmızı ette arz yetersizliğinin üç önemli kök nedeni olduğu belirtilen raporda bu nedenler şöyle sıralandı: “Sürülerde gebelik oranı ve döl veriminin düşüklüğü. Özellikle buzağı ölümleri ve hastalık nedenleriyle yaşanan kayıplar. Etçi ve kombine ırk hayvan sayısının azlığı.”
Bu üç önemli sorunun, Türkiye’nin kasaplık gücünü sığırda %28’den %24’e, küçükbaş hayvanlarda ise %43’ten %16’ya düşürdüğü belirtilerek çözüm konusunda şu değerlendirmeye yer verildi: “Büyükbaş hayvan varlığımız sütçü tip genetik yapıya sahiptir ve et verimi düşüktür. Etçi ve kombine ırkların da varlığının artırılması, Buzağılama sıklığı yanında buzağı ölümlerinin azaltılması yoluyla besilik-materyal arzının artırılması, hayvan hastalıkları ile etkin mücadele, kesimlik hayvan arzını artıracak ve piyasada fiyat istikrarının kurulması ve korunmasına yardımcı olacaktır. Öte yandan ESK’nın kırmızı ette ithalat görevinden regülasyon görevine dönmesi beklenmektedir. Kaliteli ve yeterli miktarda kaba ve kesif yem ihtiyacının karşılanmasında yurtiçi üretim yeterli değil. İhtiyaç büyük oranda ithalat ile karşılandığından, dövize bağlı istikrarsız bir piyasa hüküm sürmekte. Kesif yem üretiminin %60’ı ithal girdilere dayanmakta. Çiğ süt ve kırmızı et maliyetlerini önemli ölçüde etkileyen yem fiyat istikrarı için yem sektörü desteklenmelidir. Kaba yem ihtiyacının karşılanması için, hayvancılığa dayalı yem bitkisi üretimi teşvik edilmelidir. Meraların, ihtisas sahibi üreticilere, ıslah şartıyla kiralanacağı bir düzen getirilmelidir.”
Kırmızı ette kayıt dışılık önlenmeli
Kesimden başlayarak tüketiciye kadar olan zincirde, kırmızı ette kayıt dışını destekleyen, haksız rekabete yol açan, halk sağlığını tehdit eden ivedilikle iyileştirilmesi gereken uygulama alanları olduğu ifade edilen raporda kırmızı et ile ilgili öneriler ise şöyle: “Kesim standartları ve karkas sınıflandırması belirlenerek kalite odaklı, haksız rekabeti önleyici, tüketici memnuniyetini hedefleyen uygulamalara geçilmeli. Eski, iyi hijyen şartlarından yoksun mezbahalar çağın ve yasaların gereklerine uygun hale getirilmeli. Sektörde kesimhaneler ile perakende satış noktaları arasındaki aracılar yasal düzenleme ortadan kaldırılmalıdır. Hayvan pazarlarında denetimler standart bir sisteme ve daha sık periyotlara kavuşturulmalıdır.”
Neler yapılmalı?
1- Kayıt dışılık ortadan kaldırılmalı
2- Fiyat istikrarı sağlanmalı.
3- Arz-talep dengesi sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulmalı
4- Süt ve et ürünlerine yönelik bilgi kirliliği önlenmeli
Kaynak: Ali Ekber Yıldırım