Bugünlerde çok tartışılan, 696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Şeker Kurumu ile Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu resmen kapatıldı. İki kurumun yetkileri ve kadrolan Gıda,Tanm ve Hayvancılık Bakanlığı’na devredildi.

Şeker Kurumu’nu yöneten Şeker Kurulu’na Ağustos 2016’dan buyana atama yapılmadığı için Şeker Kurumu fiilen yönetilmiyordu. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’nu yöneten kurul üyelerinin ise görev süreleri geçen ay doldu. Yeni atama yapılmadı. Dolayısıyla fiilen yönetilmeyen iki kurum kapatılmış oldu.

Bundan sonra ne olacak?

Şeker ve tütün piyasasının düzenlenmesini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yapacak. Bunun için bakanlık bünyesinde 6 yeni daire başkanlığı oluşturulacak. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bu iki üründe piyasayı düzenleyebilir mi?

Bu soruya yanıt vermeden önce bu iki kurumun nasıl oluşturulduğuna ve bugüne kadar neler yaptığıma bakmakta yarar var.

 

Kemal Derviş yasaları ile kuruldu

Şeker Kurumu ile Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’nun oluşum hikayesi 16 yıl öncesine dayanıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde yaşadığı en büyük ekonomik-mali kriz olarak nitelendirilen 2001 krizi ile sarsılırken, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası Türkiye’ye kredi vermek için çok ağır şartlar ileri sürdü. Dönemin hükümetinden 15 günde 15 yasa çıkarılması istendi.

Bu yasaların çıkarılması ve diğer şartların yerine getirilmesi için Kemal Derviş, Türkiye’ye “kurtancı” olarak gönderildi. Bu nedenle çıkarılan 15 yasaya “Kemal Derviş Yasaları” denildi.

Bülent Ecevit’in Başbakanlığında Mesut Yılmaz ve Devlet Bahçeli’nin Başbakan Yardımcısı olduğu koalisyon hükümetine dışarıdan Ekonomi Bakam olarak gelen Kemal Derviş’in hazırladığı programla tarımsal destekler kaldırıldı. Ziraat Bankası’nın tarıma kredi vermesi adeta yasaklandı. Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri “özerklik” adı altında özel bir yasa ile etkisiz hale getirildi. Birliklere devlet desteği yasaklandı. Tarım sektörü yerle bir edildi.

Şeker piyasasını düzenlemek üzere Şeker Kanunu çıkarıldı. Bu kanun ile Şeker Kurumu kuruldu ve yönetmek üzere Şeker Kurulu oluşturuldu.

Devletin altın yumurtlayan tavuğu olarak bilinen ve en çok vergi geliri sağlayan Tekel’in yerine Tütün Kanunu ile Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu kuruldu. Kurumu yönetmek üzere Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu oluşturuldu.

Bir yıl sonra iktidara gelen AKP Hükümeti o günkü politikaları aynen sürdürdü. Eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın deyimi ile Tekel, babalar gibi satıldı.

 

Tütünde ve şekerde ülke geriledi

Şeker Kanunu ile şeker pancarı ve şeker üretimine kota uygulaması getirilerek pancar üretimi sınırlandırıldı.Nişasta Bazlı Şeker ilk kez kota kapsamına alındı. Kanun ile %10 olan Nişasta Bazlı Şeker kotasının %50 artırılması veya düşürülmesi yetkisi Bakanlar Kurulu’na verildi. Bakanlar kurulu her yıl kotayı %50 artırarak kotayı fiilen yüzde 15 olarak uyguladı. 0 dönemde Avrupa Birliği’nde en yüksek kota %2 civarındaydı. Pancar ekimi sınırlandırılırken, Nişasta Bazlı Şeker üretimi adeta teşvik edildi.

Şeker Kurumu verilerine göre, 2001 yılında sadece 600 ton pancar şekeri ithal eden Türkiye 2016 yılında 279 bin 900 ton pancar şekeri ithal edildi. Aynı dönemde 12 bin 679 ton olan Nişasta Bazlı Şeker ithalatı 57 bin tona yükseldi. Şeker pancarı üreticisi olan ve şeker ihraç eden Türkiye, şeker ve nişasta bazlı şeker ithal eden ülke oldu.

Tütün Kanunu ile tütün ve alkol piyasası büyük oranda yabancı şirketlerin egemenliğine bırakıldı. Tütünde sözleşmeli üretim getirildi. Çok uluslu sigara şirketleri kiminle sözleşme yaparsa sadece o üreticiler tütün ekebilir duruma geldi. Güneydoğu, Karadeniz ve diğer bir çok bölgede tütün üretimi büyük oranda bitti. Ege Bölgesi tek başına yılda 100 bin ton tütün ihraç ederken bugün ülkenin toplam tütün üretimi 60-70 bin ton seviyelerinde. Türkiye tütün ihraç eden ülke olmaktan çıktı tütün ithal eden ülke oldu. Tekel’in sigara fabrikaları,alkol işletmeleri özelleştirme adı altında adeta yağmalandı.

 

Tarım Bakanlığı ne yapabilir?

Kanun Hükmünde Kararname ile yetkileri Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na devredilen Şeker Kurumu ile Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu deyim yerindeyse görevini yaptı, Türkiye, bu iki temel üründe dışa bağımlı hale geldi.

Bundan sonra şeker, tütün ve alkol piyasasını Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı düzenleyecek. Bakanlığın buna yönelik altyapı çalışması yok. Kadroları ve bilgi birikimi yok.

Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu bugüne kadar özellikle yaprak tütün üretimine, sorunlarına adeta gözlerini kapattı. Görmemezlikten geldi. Tütünle yıllarca Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ilgilendi. Şeker pancarı ve şeker konusu ise Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın ilgi alanındaydı.

Şeker piyasasında kotaların tespiti, iptali ve transferi, şirketlerin katılım paylarının belirlenmesi konusunda karar alarak uygulaması, dış ticaret,depolama, ürünlerin piyasaya arzında yaşanacak spekülasyonların önlenmesi ve daha bir çok konuda yetkileri olan Şeker Kurumu’nun bu görevini Tarım Bakanlığı yapacak.

Tütün ve alkol piyasasında da tesis başvurulan, ithalat ihracat işlemleri,perakende ve toptan sigara ve alkol satışına ilişkin işlemler başta olmak üzere Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’nun rutin olarak yaptığı bir çok işler var. Bunları da yine Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yapacak. Öncelikle bu rutin işlemlerin yürütülmesi için imza yetkisi olan bir birimin oluşturulması gerekiyor.

Şeker Kurumu ile Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’nun kadroları, uzmanları Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde çalışacaklar. Bu uzmanların yönlendirmesi ile işler sürdürülecek. Ancak her iki piyasaya uzak olan Bakanlık, bu işlemleri yürütmesi çok ciddi zaman alacak.

Özetle, Türkiye, söz sahibi olduğu iki önemli üründe şekerde ve tütünde önümüzdeki günlerde ciddi sıkıntılar yaşayabilir.