Tarım ve su havzalarımızı korumalıyız’ TGDF tarafından tarım ve gıda üretiminin iklim değişikliği ile karşı karşıya kalacağı tehdidin boyutlarını ortaya koyan “Türkiye’nin İklim Değişikliği ve Tarımda Sürdürülebilirlik” başlıklı raporun detayları açıklandı.
İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdal Kadıoğlu, şehir kurulacak, fabrika yapılacak, su ve tarım arazisi olarak kullanılacak alanların iklime göre belirlenmesi ve buraların çakıl taşma kadar korunması gerektiğini söyledi.Kadıoğlu, “Bunlar yapılmadığı takdirde bizi daha fazla gıda ithalatı, daha pahalı gıda ürünleri, daha fazla köyden kente göç ve işsizlik artışı bekliyor.” dedi.
Türkiye Gıda ve İçecekSanayii Demekleri Federasyonu (TGDF) tarafından tarım ve gıda üretiminin iklim değişikliği ile karşı karşıya kalacağı tehdidin boyutlarını ortaya koyan “Türkiye’nin İklim Değişikliği ve Tarımda Sürdürülebilirlik” başlıklı raporun detayları basın ve sektör temsilcilerinin katıldığı toplantıda açıklandı.
Toplantıda raporun detaylarını açıklayan Kadıoğlu, Türkiye’de ve dünyada iklim değişikliği konusunun önem arz ettiğini kaydederek, üçüncü bin yıla doğru giden dünyada en önemli sorunlardan bazılarının nüfus artışı, iklim değişikliği ve terör olduğunu söyledi.
“Tarım alanlarının kaybedilmemeli”
Türkiye’nin iklim değişikliği konusunu daha bilimsel ele alması gerektiğini vurgulayan Kadıoğlu, özellikle nüfus artarken, gıda ve beslenmedeki kalite yükselirken, tarımsal üretim seviyesinin artırılması gerektiğinin altını çizdi.Kadıoğlu, bu şekilde dünyadaki diğer tarım üreten ülkelerle rekabet edilebileceğini ifade ederek, bu konuda iklim değişikliğinin önemine dikkati çekti.
Kadıoğlu, rapor kapsamında bazı uyanlarda da bulunduklarım kaydederek, öncelikle tarım havzalarının doğru belirlenmesi gerektiğini söyledi.Türkiye’de tarım alanlarının kaybedilmemesi gerektiğinim altını çizen Kadıoğlu, nüfus artışı ve iklim değişikliği sonrası bu tarım alanlarına daha fazla ihtiyaç olacağını, bu alanların yanlış kullanılmaması gerektiğini vurguladı.
Kadıoğlu, “Yarın öbür gün pişman olmamamız için, tarımda sürdürülebilirlik bakımından, tarım alanlarını ve su havzalarını korumak çok önemli. Doğru ürün ekmek gerekiyor, oradaki yağışa ve su potansiyeline göre ürün ekmek daha doğru.” diye konuştu.”Bir de öyle yerler var ki iklim değişikliği nedeniyle ilerde daha da kuraklaşacak.” diyen Kadıoğlu, bu gibi yerlerde potansiyel yağışa göre ürün ekilmesi gerektiğini söyledi.
” Tarım alanı ve su havzalarını çakıl taşına kadar korumalıyız. “
Kadıoğlu, “Kuru ya da sulu tarımın mümkün olmayacağı yerleri bugünden belirleyerek oraların kalkınma stratejilerini geç kalmadan tarım dışına çıkarmak gerekiyor. Marmara’da sıkışan sanayinin yükünü Anadolu’ya, bu yerlere aktararak oranın kalkınmasını devam ettirmemiz gerekiyor.” dedi.
Buharlaşmanın azaltılmasının önemine değinen Kadıoğlu, önceden geleneksel olan su sarnıçlarına her apartmanın, her binanın, her fabrikanın yeniden dönmesi gerektiğini vurguladı.Kadıoğlu, tarımda eğitimin, çiftçinin doğru zamanda doğru sulama yapması, bitki seçimini doğru yapması gibi meteorolojik hizmetlerin geliştirilmesi gerektiğinim altını çizdi.
Türkiye’de iklim değişirken tarım ve gıda stratejisinin de değişmesi gerektiğini dile getiren Kadıoğlu, “Çok geç kalmadan, yarın hallederiz’ demeden bugünden alınacak tedbirleri bilimsel esaslara göre düzenlemeliyiz.” diye konuştu.
“Su ve tarım toprak olmadan tarım olmaz”
TGDF Genel Sekreteri İlknur Menlik, raporun çıkış noktasının Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının hazırladığı Havza Bazlı Tarım Modeli olduğunu belirterek, bu modelin Türkiye’ye gerek gıda endüstrisi gerek çiftçi ayağıyla etkisini incelemek istediklerinde karşılarına “iklim değişikliğinin” çıktığını söyledi.
Bu modeli öncelikle iklim değişikliği ile ele aldıklarını ve havzaların geleceğini ortaya çıkarmaya çalıştıklarını dile getiren Menlik, “Bu projeksiyonlar oldukça düşündürücü. Hedefimiz gerek kanun koyucu ve politika yapıcıya, gerekse kendi üyelerimize ve küçük işletmelerimize yol gösterici bir çalışma yapabilmek.” dedi.
Menlik, iklim değişikliğiyle mücadele anlamında somut öneriler koymak istediklerini kaydederek, raporun içinde herkesin ev ödevinin bulunduğunu aktardı.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık ise, FAO’nun bu yıl için 16 Ekim Dünya Gıda günü temasını “Göçün geleceğini değiştirin, gıda güvenliğine ve kırsal kalkınmaya yatırım yapın” olarak belirlediğini kaydederek, iklim değişikliğinin tarım ve gıda üretimine olumsuz etkileriyle göçü tetikleyen unsurların başında geldiğini söyledi.